Son haber: MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Bahçeli'nin, PKK terör örgütünün “sonunun yaklaştığını” söyleyen Şeyh Sait ve Şeyh Rıza'ya yönelik sözleri dikkat çekti. Bahçeli, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olacaklarını belirterek gündemdeki yerini koruyan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nu da sert sözlerle hedef aldı. Bahçeli, toplantının ardından kendisine soru soran gazeteciye çok sert davrandı.
GAZETECİYE SERT TEPKİ: VAZGEÇMİYORSANIZ MESLEĞİ BIRAKIN!
MHP grup toplantısının ardından gazeteciler Bahçeli'ye sorular sordu. Gazeteci Hilal Köylü, Bahçeli'ye “Çözüm süreci konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'la aranızda görüş ayrılığı var mı?” diye sordu. diye sordu. Bahçeli daha sonra sert bir açıklama yaptı: “Öncelikle basın mensupları kardeşlerim, yalan bilgilerle Türkiye'ye karşı kışkırtıcı davranışlarda bulunmayı, ayrımcılığı teşvik etmeyi bırakın. Geçemiyorsanız mesleğinizi bırakın!” yanıt verdiği duyuluyordu.
“ORTAK TÜRK HARFESİ TÜRK BİRLİĞİNİN SEMBOLÜDÜR”
Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı konuşmadan satırbaşları şöyle:
-
İdeal birlik ile aşılamayacak hiçbir engel yoktur. Ortak alfabe konusunda önemli ve dikkat çekici bir sonuç elde edildi. Bu gelişme tarihi bir adımdır, felaketin tersine döndüğünün bir işaretidir ve Türk kültür hayatının yeniden doğuşunun ilanıdır. Ortak Türk alfabesi Türk Birliğinin sembolüdür.
- İsrail'in durdurulup ateşkes rejiminin kurulması ve ardından iki devletli barış ortamının ortaya çıkması sadece Ortadoğu'nun değil, tüm dünyanın güvenliğinin ve huzurunun bir gereğidir. Dünya namlunun ucunda. Uluslararası sistem acı verici.
ABD'DE TRUMP SEÇİMİ
-
Sayın Cumhurbaşkanımızı devirme planları suya düştü. Değişen ve devrilen ise Biden'dan başkası değil. Yeni, temiz bir sayfa açmanız gerekiyor. Asıl sorun ulusal çıkarlarımızdır. Türkiye ile ABD arasında çözülemeyecek hiçbir sorun yok. Trump ilk döneminden farklı olmalı.
- ABD'de içimizdeki partilerin havarilerine şunu söylüyorum: Gelin boz kurdu görün, boz kurtla yürüyün!
“AYRI TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'NIN SON GECESİ”
- Önümüzdeki dönemde ülkemizin terörün belasından kurtulacağı kesin bir gerçektir. Artık terör ve bölücülük sorunuyla yaşamamız mümkün değil. Bölücü terör örgütü PKK'nın sonu yaklaşıyor. Hiçbir terörist için güvenli bölge kalmadı. Terör örgütünü kökünden yok etmek ulusal beka meselesidir. Siyasi arenaya çıkmak ve silahlı teröristlere destek vermek, bastırılması gereken gayri meşru bir durumdur. Bu vahim çelişkinin yörüngesinde kalarak ihanete uğrayacak, hatta demokrasiyi silah olarak kullanabilecek kimse yoktur. Silah varsa, ihanet varsa demokrasi yoktur.
“OYLARIMIZ ARTIYOR VEYA AZALIYOR… VATAN TEHDİT ALTINDA!”
- Yaptığımız ve söylediğimiz her şeyin arkasındayız. Notlarımız yükseldi ya da düştü; Vatanımız tehdit edilirken, milli güvenlik duvarlarımız sinsi saldırılarla sarsılıyor, oy ve seçim kaygısıyla başımızı kuma gömmek kitabımızda yazılmayan bir aşağılanma ve aşağılanma halidir! Biz böyle bir şeyi reddediyoruz. Terörü bitirmek ulusal bir idealdir. Sıradağların altına sadece ellerimizi değil bedenlerimizi de koymaya hazırız ve kararlıyız.
- Siyasi ganimet peşinde koşan ve buna dayanarak siyaset yapan münafıklara, şerefsizlere Türk milleti mutlaka en etkili cevabı verecektir. Orak çekiçle gelecek planlayan aptal politikacıların kavgamızı öldürmesine izin vermeyeceğiz.
“ŞEYH SAİT VE ŞEYH RIZA YAŞADIKLARI DÖNEMİN HAİNLERİDİR, HAK ETTİKLERİ GİBİ CEZALANDIRILDILAR”
- Belediye başkanlarının geçici görevden uzaklaştırılması sırasında CHP ile DEM'in yumrukta birleştiği belgelendi. CHP Genel Başkanı siyasi geleceğini PKK'nın hırslarına ve mağaralarına teslim etti. DEM eşbaşkanının Şeyh Said ve Şeyh Rıza'yı övmesi kimin nerede olduğunu, terörle nasıl bir işbirliği içinde olduklarını ortaya çıkardı. Şeyh Said ve Şeyh Rıza yaşadıkları döneme ihanet etmişler ve hak ettikleri şekilde cezalandırılmışlardır. DEM'in silahları kaldırmaması elbette Türk Ceza Kanunu'na göre ele alınmalıdır.
MANSUR YAVAŞ'TA “KONSER”DEN TEPKİ
- Ne oldu, bir sanatçıya ödenen para 69 milyon TL değil, 45 milyon TL oldu… Bu kafa sıradan bir kafa değil! Bugün belediye başkanlarının sandık yalanlarını ortaya çıkararak koltuklarından vazgeçerek cumhurbaşkanı olmaya çalışmaları, her şeyden önce İstanbul ve Ankara'ya karşı bir nankörlük ve korkaklıktır. CHP'li belediyeler astronomik bir şekilde kaynaklarını müzik, eğlence ve konser festivallerine bağışlıyor ve çöpe gömülüyor. Sıra vatandaşlarımıza geldiğinde maskelerini düşürmeleri çok yazık.