İran ile Batı arasındaki “nükleer” gerilimler, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD’yi Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan tek taraflı olarak çektiği 2018’den bu yana istikrarlı bir şekilde arttı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken perşembe günü X hesabından yaptığı açıklamada, İran’la petrol ve petrokimya ticareti yapan kuruluşlara yaptırım uygulanacağını söyledi.
Blinken, “İran’ın artan nükleer faaliyetlerine ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile işbirliği yapmamasına yanıt olarak, İran’la petrol ve petrokimya ticareti yapan kuruluşlara yaptırımlar uygulayacağız” dedi ve ABD’nin “kaynaklarımızı kullanacağını” da sözlerine ekledi. İran’ın nükleer silah geliştirmesini engellemek için.” “Her yolu kullanacağız” dedi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), Haziran ayı başlarında İran’ın kurumla tam işbirliği yapmadığını açıklamış ve uzun süredir devam eden bir soruşturma kapsamında Tahran yönetimini ifade vermeye çağırmıştı.
Mayıs ayının sonlarında yayınlanan bir bildiride UAEA, İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stokunu nükleer silah üretimi için yeterli seviyelere çıkardığını söyledi.
İran Dışişleri Bakanlığı IAEA’yı kınadı ve kurumu “siyasi tutum almakla” ve “yapıcı olmamakla” suçladı.
Tahran yönetimi nükleer programının barışçıl amaçlarla sürdürüldüğünü iddia etse de Batılı ülkeler ve UAEK bu görüşte değil.
İran, 2015 yılında imzalanan uluslararası anlaşma uyarınca, ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında uranyum zenginleştirmesinin nükleer enerji üretimi için gerekli seviyelere sınırlandırılmasını kabul etmişti. O dönemde Birleşmiş Milletler (BM) müfettişleri programı izlemekle görevlendirilmişti.
Ancak İran ile IAEA arasındaki gerilim, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD’yi nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çektiği 2018’den bu yana istikrarlı bir şekilde arttı.
O tarihten bu yana İran, anlaşma kapsamındaki tüm kısıtlamaları kaldırdı ve uranyum zenginleştirmeye devam etti.